Diğer Tüm Hayvanlar Arşivi - Satin alma sahiplen!... https://evcilcafe.com/category/diger-tum-hayvanlar/ Satin alma sahiplen!... Sun, 19 Jul 2020 18:57:14 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://evcilcafe.com/wp-content/uploads/2020/06/favicon-50x50.png Diğer Tüm Hayvanlar Arşivi - Satin alma sahiplen!... https://evcilcafe.com/category/diger-tum-hayvanlar/ 32 32 Yavru Hamster Bakımı https://evcilcafe.com/yavru-hamster-bakimi/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=yavru-hamster-bakimi https://evcilcafe.com/yavru-hamster-bakimi/#respond Sun, 19 Jul 2020 18:57:06 +0000 https://evcilcafe.com/?p=2005 Yavru Hamster Bakımı Yavru hamster bakımı, yetişkin hamsterlara göre daha fazlza ilgi ve özen ister. Hamsterlar, cinsine ve duruma göre 16 ile 20 gün arasında değişen bir gebelik sürecinden geçerler. Bu sürecin bitiminde ise yine türüne göre 2’den 15’e kadar farklı sayıda yavru dünyaya getirebilirler. Zaten küçük olan hamsterların yavruları çok daha ufak olup, tüysüz […]

The post Yavru Hamster Bakımı appeared first on Satin alma sahiplen!....

]]>
Yavru Hamster Bakımı

Yavru hamster bakımı, yetişkin hamsterlara göre daha fazlza ilgi ve özen ister. Hamsterlar, cinsine ve duruma göre 16 ile 20 gün arasında değişen bir gebelik sürecinden geçerler. Bu sürecin bitiminde ise yine türüne göre 2’den 15’e kadar farklı sayıda yavru dünyaya getirebilirler. Zaten küçük olan hamsterların yavruları çok daha ufak olup, tüysüz ve bakıma muhtaç haldedirler. Bu bakıma muhtaç oluşlarını ise annelerinin onlarla ilgilenmesi, en az 4-5 hafta kadar süt vermesi ve bakmasıyla giderirler. Bu dönemin ardından sütten kesilirler ve ergenliğe girmiş olurlar.

Anne Hamster ve Yavrusu Bakımı Nasıl Olmalı?

Yavru hamsterlar doğduktan sonra annelerine bağlı oldukları göbek bağları kopar. Henüz gözleri ve kulakları kalaplı olan minik hamsterların annelerine bu anlamda ihtiyaçları vardır. Yavruları kendinden ayrıldıktan sonra, anne hamster onları yalar ve temizler. Süt vererek beslenmelerini sağlar. Yavru hamsterların kulakları bir hafta içinde, gözleri ise ortalama 2 hafta sonra açılmaktadır. Yavru hamster bakımı konusunda bilinmesi gereken bir detay; süt emmeleri gereken haftalara ek olarak 10. gün civarında ekstra besinlerle de bu beslenme düzeninin desteklenebileceğidir.

Bu dönemde onlara buğday tohumu gibi tahıllar verilebilir. Yuvanın içine serpeceğiniz bir miktar tohum onlara iyi gelecektir. Anne hamster için ise biraz darı serpebilirsiniz. Yavru hamster bakımı kadar önemli olan anne hamster bakımı da ihmal edilmemelidir. Bu nedenle emzirmekte olan anne hamsterın bir nebze daha bol ve sağlıklı beslenmesine yardımcı olmanız gerekebilir. Güzel beslenen, sağlıklı bir anne hamsterın sütü de bol olacağından; hem yavruların sağlığı iyi anlamda etkilenecektir, hem de anne hamster onlara yetebildiği için strese girmeyecektir. Anne hamster, yavrularına ortalama 3 hafta civarı bakar. Bu süreçte hamster yavruları 5 günlük olduklarında tohumları ısırmaya başlamış olacaklardır bile. Bu haftada artık mama kaplarından beslenmeye başlayabileceklerdir.

Annesiz Yavru Hamster Bakımı Nasıl Olmalı?

Bazen yavru hamsterlar çeşitli nedenlerle annelerinden ayrı düşebilir. Bazen anne hamsterın hastalanması ya da ölmesi, bazen ise yavrularını kabullenememesi gibi durumlar görülebilir. Böyle bir olay sonucunda yavru hamster bakımı sizin ellerinize kalacaktır. Bir bebeğe bakıyormuş gibi ilgilenmeniz gereken yavrular, özellikle de bir haftadan daha az bir yaştaysa çok zor hayatta kalabilirler. Onları anneleri gibi beslemeniz, sıcak tutmanız, onlarla çok iyi bir şekilde ilgilenmeniz gerekir. Yavru hamster beslenmesi için yarı yarıya su ve süt karışımı önerilmektedir. Bu karışımı 90 derece olacak şekilde ısıttıktan sonra, hamsterlara şırınga ile ya da özel olarak yavru hayvanlar için üretilmiş olan besleme aparatları yardımıyla verebilirsiniz.

İki hafta ve altındaki bebek hamsterlar için, yarım saatte bir olacak şekilde iki damlalık mama önerilmektedir. Bu işlemi ilk hafta daha sık, 2. hafta ise üç damla olacak şekilde arttırarak vermek daha besleyici olacaktır. Bebek hamsterlar artık iki haftalık olduklarında, bu mama oranı saat başı yarım mililitre artarak ilerleyecektir. Bunlara ek olarak buğday tohumları ve sebze- meyve tohumları da beslenmelerini desteklemek için verilmelidir. 3 haftalık yavru hamster artık sütten kesilmek için hazır olacaktır. Katı mamaları yediğini gördükten sonra, önce yarım oranına düşürülen sütü günden güne azaltarak birkaç gün içinde sütten kesilmesini sağlayabilirsiniz.

Yavru hamsterların kafesi, onların minik bedenlerinin dışarı çıkamayacağı kadar sık telli ya da teraryum tarzında olmalıdır. Onları annelerinin sıcak tutuşu gibi ısıtacak yardımcı aparatlar ve tehlikelerden arındırılmış, temiz, düzenli olarak bakımı yapılan bir yuvada yaşamaları gerekir. Bu konuda daha detaylı ve en doğru bilgiyi almak için veteriner hekimlerden destek alabilirsiniz.

The post Yavru Hamster Bakımı appeared first on Satin alma sahiplen!....

]]>
https://evcilcafe.com/yavru-hamster-bakimi/feed/ 0 2005
İguanalar Hakkında Bilgiler https://evcilcafe.com/iguanalar-hakkinda-bilgiler/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=iguanalar-hakkinda-bilgiler https://evcilcafe.com/iguanalar-hakkinda-bilgiler/#respond Sat, 18 Jul 2020 17:59:46 +0000 https://evcilcafe.com/?p=1996 İguanalar Hakkında Bilgiler   Egzotik evcil hayvan sevenlerin vazgeçilmesi, kertenkele familyasının en yeşil üyesi iguanalar, 35 farklı türe sahip oluşlarıyla bilinirler. 1 ile 2 metre uzunluğuna ulaşan türlerinin olduğu gibi, iguanaların evlerde beslenen daha küçük cinsleri de vardır. Genellikle doğal yaşam ortamları çöllerden tropikal bölgelere; sulak ortamlara dek uzansa da, evlerimize uyum sağlayarak insanlarla birlikte […]

The post İguanalar Hakkında Bilgiler appeared first on Satin alma sahiplen!....

]]>
İguanalar Hakkında Bilgiler

  Egzotik evcil hayvan sevenlerin vazgeçilmesi, kertenkele familyasının en yeşil üyesi iguanalar, 35 farklı türe sahip oluşlarıyla bilinirler. 1 ile 2 metre uzunluğuna ulaşan türlerinin olduğu gibi, iguanaların evlerde beslenen daha küçük cinsleri de vardır. Genellikle doğal yaşam ortamları çöllerden tropikal bölgelere; sulak ortamlara dek uzansa da, evlerimize uyum sağlayarak insanlarla birlikte yaşamaları da mümkündür. İşte iguanalar hakkında bilgiler…

  • İguanalar, yaşadıkları bölgenin özelliklerine ve iklimine göre farklı renklerle evrilmişlerdir. Derilerinin rengi, yıl içinde iki defa değişmektedir. Birbirinden farklı evrilmiş, farklı habitatlardaki iguanaların görünüşleri kadar özellikleri de farklılık gösterir. Denizde yüzebilen, koyu rengi sayesinde yüzme sonrası vücudunun ısınması daha kolay olan deniz iguanası ya da ağaç tepelerine tırmanarak ormanda kamufle olabilen, tropikal yeşil iguana gibi…
  • Soğuk kanlı oluşlarıyla sıcak iklimlerde yaşayabilen iguana türleri, evde bakıldıklarında da bu ısı ortalamasında kalmak isterler. Isının doğru ayarlanmaması, onların yavaşlayarak uyku sürecine girmelerine yol açar. Bu ısının gündüz ortalama 30 ile 35, gece ortalama 20 ile 25 civarı olması beklenir.
  • Bir iguana doğal ortamında daha uzun yaşayabilir. Bu süre 12 yıl civarında seyretse de, 20 ve üzeri; hatta çok daha fazlasını yaşayan iguana türleri bile bulunabilir. Evlerde bakıldıklarında bu yaşam süresi, tamamen iyi bakımına, sağlığına, kontrollerinin düzenli tutulmasına ve ekstra hastalıkların meydana gelmemesine göre değişiklik gösterir.
  • İguanalar için kuyrukları çok önemli bir organdır. Vücuduna oranla uzun olan bu bölgeden yakalanırlarsa, kuyruklarının kopması ve daha sonrasında yeniden çıkması mümkündür. Kopmuş ve yeniden çıkmış bir kuyruk asla eskiden olduğu renkte olmayacak ve daha koyu tonlara bürünecektir. İguanalar kuyruklarını ayrıca bir kamçıymış gibi savurarak düşmanlarından kurtulabilir, onu bir savaş aleti gibi kullanabilir. Hatta saldırmakta olan büyük bir iguananın kuyruk hızı ve ağırlığı ile bir insanın kemiğinin kırılması bile olasıdır.
  • İguanaların 3. bir gözleri olduğunu biliyor muydunuz? Parietal isimli bu gözün detaylı görmediği, sadece ışığa bağlı bir görüntü yakaladığı bilinse de, doğal yaşamlarında onları yukarıdaki tehlikelere karşı kurtardığı da bir gerçektir.
  • Genellikle etçil hayvanlarda görülen güçlü bir çene ve diş yapıları bulunur. Genellikle otlarla beslenen bu hayvanlar, tehlikede olduklarında saldırarak kuyruklarına ek olarak güçlü çenelerini de devreye sokabilirler.
  • Yalnız başına yaşamayı seven iguanaların en uzun türü, en bilinen yeşil iguana türüdür ve 2 metre civarı bir boya sahiptir. En ağır olan türü ise mavi iguana türüdür. Yaklaşık 14-15 kg. ağırlığa ulaşabilir.
  • Özellikle yeşil iguana türü, Amerika’nın belirli bölgelerinde yoğun olmak üzere etinin tüketilmesi amacıyla yetiştirilirler. Dünya çapında bazı restoranlarda iguana eti servis edilmektedir.
  • İguanalar, suya yakın yaşam alanlarını tercih ederler ve tehlikeli anlarda yüzerek kaçabilirler. Bununla birlikte metrelerce yükseklikten atlayıp da yara almamalarını mümkün kılacak kadar dayanıklı bir yapıları vardır.
  • İguanaların erkek olanları, yaşadıkları bölgeyi tıpkı kedi ve köpeklerin bölgelerini işaretlemeleri gibi sahiplenerek, bölgeleri tehdit edildiğinde korumaya başlarlar. Başka erkek iguanalar bölgeye girerlerse onlarla dövüşürler. Dişi iguanalar ise yumurtladıklarında bu yumurtaları bir deliğin içinde saklamayı tercih ederler. Bu yumurtaları diğer hayvanlardan korumak için yalancı delikler açarak düşmanlarını şaşırtırlar. Yumurtalarını saklamış olan bir iguana, o yuvaya bir daha asla gelmez. Yumurtadan çıkan yavrular, anneleri olmadan kendi başına yaşar ve savaş vererek hayatta kalırlar.
  • Yaşam alanlarının ısısı bir yana, güneşlenmeyi ve D vitamini almayı da çok sevdikleri bilinir. Yediklerinden kalsiyum alabilmeleri için önce güneşten UV ışını almaları gerekir. Kalsiyumu iskeletlerinden edindiklerinden bazı kemik rahatsızlıkları bu hayvanlarda sık sık görülebilir. Bu nedenle evde bakıldıklarında düzenli olarak veteriner hekimi kontrolünden geçmeleri gereklidir.
  • İguanalar, kendi aralarında iletişim kurmada çok başarılı olan hayvanlardır. Başlarını sallamak, kas hareketleri, boyunlarındaki deriyi uzatmak gibi farklı hareketlerle birbirlerini anlayabilirler. Bu iletişim gücü evcil iguanalarda da sahiplerini tanıma şeklinde devam eder. Bir iguana sahibini kesinlikle tanır; sesini duyar ve kim olduğunu görerek onu bilir.
  • Birçok canlıda olduğu gibi dış kulak yapısı bulunmayan iguanalar, kafasının iki yanında bulunan zarla birlikte insanların duyduğundan daha geniş, daha farklı bir frekansta sesleri yakalayabilirler.
  • Birçok sürüngende olduğu gibi, iguanalarda da Salmonella denilen bir bakteri bulunur. Onları sadece taşıyıcı hale getiren, vücutlarına bir zarar vermeyen bu bakteriler; dışkılama yoluyla başka hayvanlar ya da insanlar için enfeksiyon riski taşıyabilir. Bu bakteri, bağışıklık sisteminin güçsüzleşmesine, kanda enfeksiyona ve daha kötü sorunlara yol açabilir. İguana besleyen kişilerin dışkıyla teması halinde elini çok iyi temizlemesi gerekir.

The post İguanalar Hakkında Bilgiler appeared first on Satin alma sahiplen!....

]]>
https://evcilcafe.com/iguanalar-hakkinda-bilgiler/feed/ 0 1996
Evde Guinea Pig Beslemek https://evcilcafe.com/evde-guinea-pig-beslemek/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=evde-guinea-pig-beslemek https://evcilcafe.com/evde-guinea-pig-beslemek/#respond Sat, 18 Jul 2020 17:45:29 +0000 https://evcilcafe.com/?p=2000 Evde Guinea Pig Beslemek Zorlamayan bakımı, uzun yaşam süresi, insanları seven ve ılımlı yapısı, minik bir hayvan olması… Evde Guinea Pig beslemek için sebep çok. Özellikle ilk defa evcil hayvan bakacak kişiler ya da çocuklar için ideal bir hayvan türüdür. Ginepig olarak da adlandırılan bu hayvanlar, kemirgenler ailesine mensup olan, farklı tüy yapısına ait türleri […]

The post Evde Guinea Pig Beslemek appeared first on Satin alma sahiplen!....

]]>
Evde Guinea Pig Beslemek

Zorlamayan bakımı, uzun yaşam süresi, insanları seven ve ılımlı yapısı, minik bir hayvan olması… Evde Guinea Pig beslemek için sebep çok. Özellikle ilk defa evcil hayvan bakacak kişiler ya da çocuklar için ideal bir hayvan türüdür. Ginepig olarak da adlandırılan bu hayvanlar, kemirgenler ailesine mensup olan, farklı tüy yapısına ait türleri bulunan ve ülkemizde de popülaritesi artan hayvanlardır. Bu türlerin başında Texel Guinea Pig, Tüysüz Guinea Pig, Hollanda Guinea Pig, Teddy Guinea Pig, Sheltie gibi birçok tür gelir.

Evde Beslemek ve Olumlu Yönleri:

Evde Guinea Pig beslemek, birçok olumlu yöne sahiptir. Öncelikle duruma maddi açıdan bakacak olursak; bir kedi ya da köpek gibi evcil hayvanlar kadar masraflı olmadığını söyleyebiliriz. Aşı, tuvalet için dolaştırmak, dışarı çıkarmak gibi birçok durum bu hayvanlar için söz konusu olmayacağından fazla zahmetli değillerdir. Buna ek olarak insanlarla iyi anlaşan Guinea Pigler, kendilerini sevdirmekten hoşlanır ve bu süreçte bir kedi gibi mırıldanarak mutluluğunu belli bile ederler.

Kendilerini rahat hissedebilecekleri, geniş bir kafesleri olursa mutlu bir şekilde yaşayabilirler. Tuvalet yapma konusunda eğitilmeleri bile mümkün olabilmektedir. Bu nedenle arada bir yapılacak kafes temizliği dışında sahiplerini yoracak özellikleri bulunmaz. Bazı hamsterlarda görüldüğü gibi sık sık kafesten kaçmaya çalışma ya da sahiplerini ısırma; evdeki çeşitli eşyaları kemirme gibi olumsuz durumlar da Ginepigler’de görülmez. Bu uysallıklarının altında, doğal yaşamda avcı değil av konumunda bulunan bir hayvan olmaları ve içgüdüsel olarak genellikle sessiz- sakin kalarak saklanmaları yatar. Çocuklarla iyi anlaşabildiklerinden, çocuklu aileler için de ideal bir evcil hayvan olacaktır.

Evde Guinea Pig Beslemek ve Olumsuz Yönleri:

Guine Pig, yemek yemeyi çok seven bir hayvan türüdür. Bu nedenle uzun süre aç kalınca strese girebilir ve ısrarcı olabilir. Beslenirken de yediği yiyeceklerin temizliğine, türüne ve oranına dikkat edilmezse ishal gibi sonunda onu hasta edecek ya da daha kötüsü ölüme dahi götürebilecek sorunlar baş gösterebilir. Yeme sıklıklarına göre tuvalet yapma oranları da artabileceklerinden, kafesinin düzenli temizlenmesi gerekebilir. Kulakları diğer türlere göre daha hassas olan bu hayvanların fazla gürültüye gelemedikleri ve strese girebildikleri de bilinir. Son olarak farklı bir tür olduklarından, özellikle ülkemizdeki daha küçük il ve ilçelerde onların özelliklerini çok iyi bilen ve acil durumlarda müdahale edebilen veteriner hekim sayısı çok fazla olmayabilir.

Guinea Pig
Guinea Pig Yavrusu – Kazulanth

Evde Beslenen Guinea Pig’in Beslenmesi Nasıl Olmalı?

Ginepig, meyve ve sebzeler ile onların tohumlarıyla beslenen, kurutulmuş otları ve pelet yemleri seven bir hayvandır. Bir Guinea Pig’in beslenmesinde, ortalama olarak yüzde 60 oranında kuru otlar ve pelet yemler, geri kalanında ise dengeli bir şekilde sebze ve meyveler bulunması önerilir. Bu sebzeleri verirken iyi temizlenmiş ve çiğ halde dilimlenmiş olmalarına özen gösterilmesi gerekir. Özellikle de ıspanak, marul, maydanoz, biber, brokoli, domates, pancar, kivi, mango, salatalık gibi C vitamini oranı yüksek olan birçok sebze ve meyve onlar için ideal besinlerdir.

Evde Guinea Pig Beslerken Kafes Seçimi Nasıl Olmalı?

Kafeste ve teraryumda beslenebilen her hayvan, olabildiğince geniş alanı hak eder. Guinea Pig de en az bir metrekare ve üzerinde bir kafeste yaşamalıdır. Onlar için uygun hazır kafes modellerini farklı fiyatlarla satın alabilir ya da çıkamayacağı sıklıkta tel ve çit alarak kendi alanınızı yaratabilirsiniz. Bu kafesin içinde tıpkı hamsterlarda olduğu oyun oynayabilecekleri oyuncaklar, aksesuarlar, egzersiz yapabileceği aletler vb. bulunmalıdır. Ayrıca ona uygun bir su ve yem kabı ile tuvalet bölümü de kesinlikle olması zorunlu olan aksesuarlardandır. Tuvaleti için de saman ya da talaş tarzı, hazır olarak satılan alt malzemeler tercih edilmelidir.

Evde Guinea Pig Bakımı:

Evde Guinea Pig bakımı, kişiyi fazla zorlamayan bir evcil hayvan bakımıdır. Bahsettiğimiz gibi kafes ve aparatları doğru şekilde seçildikten sonra, birkaç günde bir kafesin temizlenmesi ve alt kısmının yenilenerek dışkılardan arındırılması yeterlidir. Bunun için kafes altlığı malzemelerinin de altına poşetten gazete kağıdına kadar tercih edebileceğiniz herhangi bir malzemeyi serebilirsiniz. Böylece temizlerken işiniz daha kolay olacaktır.

Ginepig tüy bakımı açısından belirli aralıklarla taranmak ister. Bu tarama işlemini ona uygun, hafif kıllı ve minik bedenine zarar vermeyecek bir fırça yardımıyla yapmanız önerilir. Kemirgenler genellikle kendilerini yalayarak temizleyen hayvanlar olsa da, gerekli görüldüğü durumlarda fazla zarar vermeden ve ona özel şampuanları kullanarak hafifçe temizlenebilirler. Ardından kesinlikle çok iyi bir şekilde kurutulmaları gerektiğini de unutmayın.

The post Evde Guinea Pig Beslemek appeared first on Satin alma sahiplen!....

]]>
https://evcilcafe.com/evde-guinea-pig-beslemek/feed/ 0 2000
Angora Tavşanı https://evcilcafe.com/angora-tavsani/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=angora-tavsani https://evcilcafe.com/angora-tavsani/#respond Sat, 18 Jul 2020 17:36:24 +0000 https://evcilcafe.com/?p=1997 Angora Tavşanı Tüy, tüy ve her yer tüy! Angora tavşanı, adeta oyuncak bir tüy yumağına sahip olma deneyimi vaadeden bir tavşan türü. Bir diğer adı Ankara tavşanı olan bu tür, isminden de belli olduğu üzere tarihte ilk kez Ankara’da görülmüş ve tüm dünyaya oradan yayılmaya başlamış bir tavşan türüdür. Roma Dönemi’ne dek uzanan tarihine ilk […]

The post Angora Tavşanı appeared first on Satin alma sahiplen!....

]]>
Angora Tavşanı

Tüy, tüy ve her yer tüy! Angora tavşanı, adeta oyuncak bir tüy yumağına sahip olma deneyimi vaadeden bir tavşan türü. Bir diğer adı Ankara tavşanı olan bu tür, isminden de belli olduğu üzere tarihte ilk kez Ankara’da görülmüş ve tüm dünyaya oradan yayılmaya başlamış bir tavşan türüdür. Roma Dönemi’ne dek uzanan tarihine ilk önce 16. yüzyılda başlamıştır. Hint tavşanından evrimleştiği düşünülen bu tavşanlar, 1700’lerde Fransa’ya götürülerek popüler hale gelmiştir. Bu dönemde tükenmeye yüz tutmuş olan bu tavşanlar, tekrar getirilip üretilerek arttırılmıştır. Popülaritesinin artması ve bir ev hayvanına dönüşmesi ise Amerika’da 1900’leri bulmuştur. Hatta özellikle 2. Dünya Savaşı döneminde bu popülarite maksimum seviyeye ulaşmış, Amerika’ya tonlarca Angora tavşanı ithal edilmeye başlanmıştır.

Tabii birçok hayvan ırkında olduğu gibi, Ankara tavşanı söz konusu olduğunda da tarihçesi tartışmalara konu olmuştur. Bazı uzmanlar, araştırmalarına dayanarak bu tavşan türünün 6. yüzyıl civarında, Karpatlar Sıradağları civarında yaşayan bazı yerlilerin evcilleştirdiği hayvanlar olduğunu savunmaktadır. Tabii ki bilimsel olarak kanıtlanmamış bir teori olmakla birlikte, türün kökeninin net bir geçmişinden bahsedilmemektedir. Bilinenler arasında Angora tavşanlarının çaprazlama yöntemiyle evrimleştirildiği ve yine ondan üretilen 11 türün daha bulunduğudur.

Angora tavşanı, yoğun tüy yapısı için evcilleştirilen ve beslenen bir tavşan türüdür. Bu tüyler, koyun kıllarına göre çok daha fazla sıcak tutuşu ve kalitesiyle ön plana çıkar. “Angora yünü- Ankara yünü” adı verilen bu yünler için tavşanların çok iyi şartlarla bakılması, beslenmesi ve tüylerinin fazlası ile uzamasının beklenmesi gerekir.

Fiziksel Özellikleri:

Angora tavşanları, yuvarlak formdaki kafalarından uzanan püsküllü uzun ve dik kulaklara sahiptir. Kısa boyunlu, orta boylarda uzunluğa sahip vücut yapıları vardır. Yetişkin bir Ankara tavşanı, ortalama olarak 4 kilogram civarında bir ağırlığa sahiptir. Gözleri kırmızı olan bu tavşanlar, aslında albino olduklarından tüyleri de beyaz renktedir. Bahsettiğimiz bu tüyler uzun ve ipeksi yapıdadır. Özellikle bacak bölgesini de sarar ve ince, uzun bacaklarını kaplar. Değerli yünleri, birçok ülkede gelir kaynağı olarak kullanılır ve bir tavşandan 4 yıl civarı boyunca yün almak mümkündür. 12 farklı renk tüyü bulunan ve farklı türdeki Angora tavşanı cinsi bulunsa da, albino olanları tüyleri en değerli görülenleridir. Bu tüylerle birçok giyim ürünü yapılır. Eğer tüyün kalitesi fazla örülmezse, oyuncaktan yapıştırıcı sanayiine kadar birçok farklı sektörde değerlendirilebilir. Bir Angora tavşanı, ilk olarak 2 aylık olduğu dönemden başlayarak tüyleri alındığında, 3 ayda bir bu işleme tabi tutulabilir. Bir yılda bir tavşandan ortalama 900 gram Angora yünü alınabilir.

Angora Tavşanı Bakımı ve Beslenmesi:

Bir hayvan ne kadar iyi bakılır ve beslenirse, tüylerinin de beslenmeye oranla daha kaliteli olduğu bilinir. Bu nedenle Angora tavşanları çok iyi bakılmalıdır. Aşırıya kaçmadan fakat sık aralarla beslenirler. Kaliteli mamalarla beslenen bu tavşanlara düzenli temiz su sağlanması da gerekiyor. Özellikle derilerinin ince olması, bu türün ayaklarında çeşitli yaraların oluşumuna neden olabiliyor. Bu konuda dikkatli olmakla birlikte, düzenli bakımlarının ve sağlık kontrollerinin de aksatılmaması gerekiyor. Kalitesiz bir bakım sadece tüylerinin kalitesini değil, sağlıklarını da etkileyebiliyor. Bu tavşanlar bakılırken, çok fazla küçük olmayan; geniş ve rahat kafeslerde bakılmaları öneriliyor. Günümüzde ticari gelir sağlayan hayvanların bazı kişiler tarafından zor koşullarda, sadece para geliri olarak görülerek sevilmeden bakıldıkları aşikar. Her ne olursa olsun karşıdakinin bir canlı olduğunu ve sevgiye, ilgiye ihtiyaç duyduğunu unutmamak gerekiyor. Bir canlı ne kadar sevgi ve ilgi görürse, karşılığını da aynı şekilde verecektir; unutmayın…

The post Angora Tavşanı appeared first on Satin alma sahiplen!....

]]>
https://evcilcafe.com/angora-tavsani/feed/ 0 1997
Hamsterların Yememesi Gereken Besinler https://evcilcafe.com/hamsterlarin-yememesi-gereken-besinler/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=hamsterlarin-yememesi-gereken-besinler https://evcilcafe.com/hamsterlarin-yememesi-gereken-besinler/#respond Sun, 12 Jul 2020 20:54:15 +0000 https://evcilcafe.com/?p=1873        Hamsterların bir kemirgen türü oluşu, onların her bulduklarını yiyebildikleri yanılgısına yol açar. Buna rağmen bazı yiyecekler vardır ki; hamsterların yemesi son derece zararlıdır. Bazıları onlarda sindirim sorunlarına yol açabilirken, bazıları da alerjik reaksiyonlara meydan verebilir. Hatta bazıları öyle tehlikeli olabilir ki onu yiyen hamsterlar çok büyük hastalıklar yaşayabilir. İşte hamsterların yememesi gereken bazı besinler: […]

The post Hamsterların Yememesi Gereken Besinler appeared first on Satin alma sahiplen!....

]]>
       Hamsterların bir kemirgen türü oluşu, onların her bulduklarını yiyebildikleri yanılgısına yol açar. Buna rağmen bazı yiyecekler vardır ki; hamsterların yemesi son derece zararlıdır. Bazıları onlarda sindirim sorunlarına yol açabilirken, bazıları da alerjik reaksiyonlara meydan verebilir. Hatta bazıları öyle tehlikeli olabilir ki onu yiyen hamsterlar çok büyük hastalıklar yaşayabilir. İşte hamsterların yememesi gereken bazı besinler:

 Cips ve Kızartmalar:

Sadece hamsterların değil, hiçbir hayvanın yememesi gereken besinlerin başında cips ve kızartmalar gelir. Hatta insanların yemesinin bile zararlı olduğu bu tür gıdalar, hem işlenmiş gıdalar hem de oldukça yağlı olduklarından son derece zararlıdır. Hamsterlar bu tür yiyecekleri bulduklarında iştahla yiyebilirler fakat siz onlara aldanmayın: Sonradan yaşayacakları sindirim sorunlarıyla başa çıkacak olan sizsiniz, unutmayın.

Çikolata ve Tatlılar:

Çikolata gibi işlenmiş gıdalarda bulunan, doğal olmayan şekerin her canlı için zararlı olduğu bilinen bir gerçek. Hamsterlar söz konusu olduğunda, özellikle çikolatanın içeriğindeki aktif kafeinin onlarda ritm bozukluklarına yol açtığı ve zehirleyici bir etki yarattığı biliniyor. Ayrıca kalpte başka sorunlar ya da mide, sindirim sistemi sorunları gibi rahatsızlıklar da baş gösterebiliyor.

Soğan ve Sarımsak:

Soğan ve sarımsak gibi bazı besinleri kedi ve köpek gibi diğer evcil hayvanların yemesinin de son derece zararlı olduğunu biliyoruz. Bu gruba hamsterlar da dahil. Soğan ve sarımsağın hamsterlarda sindirim sistemini bozduğu ve onlarda kansızlık gibi bazı sorunlara yol açtığı da biliniyor.

Fasulye:

İnsanların sık sık tükettiği fasulye, söz konusu hamsterlar olduğunda zararlı bir besine dönüşebiliyor. Hamsterlar, eğer fasulye yerlerse içindeki lif oranının fazla oluşu nedeniyle sindirim sorunları yaşayabiliyor ve ishal olduklarından vücutları susuz kalabiliyor.

Hamsterların Yememesi Gereken Meyveler:

Narenciyeler:

İnsanlar için C vitamini deposu olduğu bilinen narenciyeler, hamsterların yememesi gereken meyvelerin başında geliyor. Belki onlara çok büyük zararlar vermiyor fakat sindirim sistemlerini bozarak mide, karın ağrısı, bağırsak zorlanması gibi bazı sorunlar yaşamalarına sebebiyet verebiliyor.

Üzüm:

Üzüm de hamsterların yememesi gereken besinler arasında yer alıyor. Fazla tüketildiğinde bir hamsterda böbrek sorunlarına yol açabiliyor ve sağlığını uzun vadede bozabiliyor.

Avokado:

Aslında avokadonun kendisi değil ama içindeki pepsin maddesi, hamsterlarda toksik etki gösterebiliyor. Bunun için uzun vadede fazla tüketilmesi ya da büyük porsiyonlara da gerek yok; bazen bir ısırık bile hamsterların zehirlenebilmesine neden olabiliyor.

Çiğ Meyve ve Sebzeler:

Hamsterlar sebze ve meyveleri kemirmeyi çok severler. Çoğu zaman da çiğ olarak tüketirler. Bunda bir sorun olmasa da, sürekli çiğ besinlerle beslenmeleri uzun vadede sindirim rahatsızlıklarını meydana getirebiliyor. Bu yüzden olabildiğince haşlanmış sebze ve meyve yemeleri daha sağlıklı bir besin alternatifi olabilir. Bu işlemi yaparken kesinlikle insan yiyeceği gibi düşünmeden, içine yağ ya da baharatlar eklemeden haşlanması gerektiğini de unutmayın.

Meyve Çekirdekleri:

Hamsterlar için çok yararlı olan meyvelerin bile çekirdekleri, zaman zaman onlara zarar verebilecek etkilere yol açabilir. Özellikle de elma ve armut gibi bazı meyvelerin çekirdekleri hamsterlarda sindirim sorunlarına yol açabildiğinden, bu tür meyveleri verirken mutlaka iyi temizleyip çekirdeklerini attığınızdan emin olmalısınız.

    Son olarak, tüm bu besinlerin yanı sıra hamsterların istifçilik özelliği göz önünde bulundurularak; yanaklarına ve ağız içlerine zarar verebilecek sivri besinlerden de kesinlikle uzak durmanız doğru olacaktır. Yine onların çok sevdiği kuruyemişleri ise kabuklarından arındırmış bir şekilde vermeniz; kuruyemiş seçerken tuz eklenmemiş, işlenmemiş, doğal olanlarına yönelmeniz de daha sağlıklıdır.

The post Hamsterların Yememesi Gereken Besinler appeared first on Satin alma sahiplen!....

]]>
https://evcilcafe.com/hamsterlarin-yememesi-gereken-besinler/feed/ 0 1873