Epilepsi, nöbetlere neden olan nörolojik bir hastalıktır. Bir nöbet, beyin aktivitesinde ani bir değişikliktir. Nöbetler genellikle kısadır ve beyinde herhangi bir fiziksel hasar belirtisi göstermeyebilir.

Evcil hayvan sahipleri, evcil hayvanlarında epilepsi belirtilerinin farkında olmalıdır. Bu belirtileri fark ederlerse teşhis için hemen evcil hayvanlarını veterinere götürebilirler.

Evcil Hayvan Epilepsi Nöbetlerine Ne Sebep Olur?

Epilepsi, beyni etkileyen ve nöbetlere neden olan nörolojik bir hastalıktır. Beyinde anormal derecede aşırı elektrik enerjisi boşalması olduğunda bir nöbet meydana gelir. Köpeklerde en sık görülen nöbet tipine petit mal nöbetler adı verilir ve bunlar kısa süreli bilinç kaybı dönemlerine neden olur. Aşağıdakiler de dahil olmak üzere epilepsinin birçok olası nedeni vardır:

– Kafa travması veya felçten kaynaklanan beyin hasarı
– Zehirlenme
– Beyin tümörü
– Distemper virüsü veya kuduz virüsü enfeksiyonu
– Lyme hastalığı veya Rocky Mountain benekli humması gibi bakterilerle beyin enfeksiyonu

Köpeğimin Nöbet Geçirmesini Nasıl Önleyebilirim?

Epilepsili köpekler nöbet geçirmeye eğilimlidir. İnsanlar için, durumla ilgili onlara yardımcı olabilecek ilaçlar vardır. Ancak köpekler için tedavi yoktur. Köpeklerde nöbetleri önlemenin en iyi yolu, onlara ilaç vermek ve diyetlerini izlemektir.

Köpeğinizin nöbet geçirmesini önlemenin birkaç yolu vardır:

Diyetlerini izleyin: Epilepsili köpekler, nöbet geçirme riskini artırdıkları için yüksek düzeyde yağ veya şeker içeren yiyecekler yememelidir. Ayrıca köpeğinize herhangi bir çikolata veya kafein ürünü vermekten kaçınmalısınız çünkü bunlar da nöbetlere neden olabilir.

Köpeğinizin nöbet geçirmesi durumunda, sizin ve evcil hayvanınız için uygun ilacı yazabilmesi için hemen veterinerinizle iletişime geçin.

The post Evcil Hayvanlarda Epilepsi Kılavuz: Nedenler ve Belirtilerden Tedaviye appeared first on Satin alma sahiplen!....

Hatta öyle kötü kalpli insanlar vardır ki; maalesef sokak köpeklerini türlü bahanelere sığınarak bile isteye zehirleyebilirler. Evde yaşayan köpekler ise gizlice çaldıkları yiyecekler ya da fark etmeden bozulmaya başlamış besinler nedeniyle; yine bilinmeyen alerjik reaksiyonlar ya da onlara zararlı olabilecek şeyler yoluyla zehirlenebilirler.

Neden ya da durum ne olursa olsun, bir köpeğin zehirlenmesi oldukça kötü ve sancılı bir süreçtir. Bu süreçte köpek çok kötü durumlara maruz kalabilir ve sonunda ölüme kadar uzanabilen zor saatler yaşayabilir. Peki köpeklerde zehirlenmenin belirtileri nelerdir, köpeklerde zehirlenme sırasında ne yapmalı? Gelin, birlikte bakalım:

Köpeklerde Zehirlenmenin Belirtileri Nelerdir?

Köpeğiniz siz fark etmeden zehirlendiyse, bazı belirtiler yoluyla onun zehirlendiğini fark ederek müdahalede bulunabilirsiniz. Yine aynı şekilde bir sokak köpeğinde bu belirtileri görüyorsanız, onun zehirlendiğini anlayarak yardım edip hayatını kurtarabilirsiniz. İşte köpeklerde zehirlenmenin bazı belirtileri:

Halsizlik ve Uyuşukluk:

Köpeklerde birçok farklı neden yüzünden halsizlik ve uyuşukluk görülebilse de, zehirlenme sırasında en çok görülen belirtilerin başında gelir. Bu durum, onun bir sorunu olduğunun ve ‘kolunu kıpırdatacak hali’ olmadığının bir göstergesidir.

Titreme ve Heyecan:

Köpeklerin titreme nedenleri arasında farklı maddeler bulunsa da, zehirlendikleri zaman da vücutları istemsiz titreyebilir ve gereksiz bir telaşa; heyecana kapılabilirler.

İshal:

Tıpkı insanlarda olduğu gibi köpeklerde de vücutta gerçekleşen bir takım sorunlar kendini ishal belirtisiyle gösterebilir. Bozuk yiyecekler yediğinde insanların sindirim sisteminin bozulması gibi zehirlenmiş bir köpekte de ishal başlayabilir.

Fazla Salya Akıtma, Köpürme ve Kusma:

Köpeğin normalden çok daha fazla salya üretmesi ve ağzında sürekli akıntı olması; hatta daha ileri aşamalarda ağızda köpürme de zehirlenmenin bir belirtisidir. Kusma ise hayvanların kendilerini iyileştirmeye çalışma, midesindekileri dışarı atma çabasının bir getirisidir. Kusma, böyle bir durumda belki hayat kurtarıcı bile olabilir.

Kasılma ve Nöbetler:

İleri seviye zehirlenmelerde köpeklerde vücut kasılması ya da nöbet geçirme gibi durumlar meydana gelebilir.

Ağız ve Burundan Gelen Kan:

Ne yazık ki zehirlenme daha da ilerlerse, köpeklerin ağız ve burunlarından kan gelebilir. Hata çok daha ileri seviyelerde bu durum felç olmaya ya da komaya girmeye kadar ilerleyebilir. Bahsettiğimiz bu belirtileri gördüğünüz bir köpek söz konusuysa, zehirlendiğini düşünerek vakit kaybetmeden bir veteriner kliniğine ulaşabilirsiniz.

Köpeklerde Zehirlenme Sırasında Ne Yapmalı?

Köpeklerde zehirlenme sırasında yapılacaklar, onun hayatını kurtarabilecek hareketler olacaktır. İlk olarak köpeğin ne şekilde zehirlendiğini anlamak, onu zehirleyen maddeyi bulmak hem ilk yardım konusunda, hem de veteriner hekime gittiğinizde söyleyerek ona göre bir tedavi uygulanması bakımından çok önemli bir detaydır. Eğer belirtileri gördüğünüz ve zehirlendiğini düşündüğünüz bir köpek varsa, onun etrafına; yediklerine ya da artıklarına bakarak ne şekilde zehirlendiğini hızlıca çözebilir; hatta eminseniz o maddeyi yanınıza alabilirsiniz.

Köpek çeşitli kimyasallar ya da farklı yollarla zehirlendiyse, onu kusturarak maddeyi dışarı atmasına yardım edebilirsiniz. Bu tür maddelerle gerçekleşen zehirlenmelerin tahminini fazla kasılma ve aşırı titremeyle birlikte seyreden diğer belirtiler şeklinde anlayabilirsiniz. Eğer asitli yapıda bulunan ya da aynı yakıcılıktaki bir başka madde söz konusuysa, köpeği kusturmak son derece hatalı olacaktır çünkü bu tarz maddeler geri çıkmaya çalışırken soluk ve yemek borusuna daha fazla zarar verir. Böylece köpeği zehirlenmekten kurtarmaya çalışırken sağlığını bir başka yerden bozmaya yol açabilirsiniz. Yine aynı şekilde eğer kemik gibi keskin cisimler yuttuysa, zehirlenmeden bayağı fazla zaman geçtiğini düşünüyorsanız ve köpek koma haline yaklaştıysa da yine onu kusturmak tehlikeli olacaktır.

Zehirlenen Köpek Nasıl Kusturulabilir?

Bir köpeği kusturmak insanlar kadar kolay olmayabilir ama bunun farklı yöntemleri bulunur.
Bunlardan en çok kullanılanı, ona bol bol tuzlu su içirmektir. Aynı şekilde dil dibine bir kaşık tuz koyarak uzerine su içirmeye çalışarak da aynı işlem gerçekleştirilebilir. Bazı kişiler bir kaşık hardal yutturmak ya da suyla lavman yapmak gibi yöntemlerle zehirlenme belirtilerinin geciktirilmesi yöntemini de önerebiliyor. Eğer dıştan gelen, derisine bulaşan maddeler nedeniyle zehirlenme gerçekleştiyse; köpeğin hemen yıkanıp temizlenmesi de etkili bir yol olabiliyor. Her ne olursa olsun, zehirlenme belirtilerini gösteren ve zehirlendiği düşünülen bir köpeğin vakit kaybetmeden bir uzmana götürülmesi, onun hayatının kurtulmasını sağlayacaktır. Eğer zehirlenme yöntemini biliyorsanız onu da söylemeniz ya da yanınızda götürmeyi de ihmal etmemeniz de tedavinin vakit kaybetmeden gerçekleştirilmesini sağlayacaktır.

The post Köpeklerde Zehirlenme Sırasında Ne Yapmalı? appeared first on Satin alma sahiplen!....

Köpekler hayatı kaygısız yaşıyor görünebilir, ancak yeni araştırmalara göre çoğu endişe ile yaşıyor.

Köpeklerin neden endişe yaşadıklarını anlamak için araştırmacılar evcil hayvan sahiplerinden çevrimiçi bir anket doldurmalarını istedi.

Finlandiya’da 13,000’den fazla evcil köpeğin davranışlarını inceleyen araştırmacılara göre, köpeklerin yüzde 72.5’i gürültü duyarlılığı, yükseklik korkusu, genel ürkeklik, dikkatsizlik, ayrılma sıkıntısı veya saldırganlık gösteriyor.

Araştırmacılar, Labrador Retriever, İspanyol Su Köpeği ve Border Collie başta olmak üzere, 264 köpek cinsinin sahiplerinden gelen 13,715 yanıtı analiz ettikten sonra, en yaygın endişe davranışının gürültü duyarlılığı olduğunu ve köpeklerin yüzde 32’sinin bu sıkıntıyı yaşadığını ortaya çıkardı.

Köpeklerin yüzde 26’sının ise havai fişeklerden korktuğu görülmüştür. Genel ürkeklik, evcil köpeklerin yüzde 29’unda bulunduğu belirtilmiştir. Araştırmaya göre, köpeklerin yüzde 17’si diğer köpeklerden, yüzde 15’i yabancı insanlardan ve yüzde 11’i yeni durumlardan korkuyor. Ayrılma ile ilgili davranış bozuklukları ve saldırganlık, sırasıyla yüzde 5 ve yüzde 14 olmak üzere en az yaygın olan özellikler olarak ortaya çıkmıştır.

Araştırmacılara göre, cinsiyetin endişe üzerinde fazla etkisi yok, ancak gene de erkek köpeklerin daha agresif, hiperaktif ve dürtüsel olduğu görülüyor.

Yaş ise önemli bir etken olarak ortaya çıkıyor, köpekler yaşlandıkça özellikle gürültü duyarlılığı ve yükseklik korkusu artıyor.

Araştırmaya göre, köpeğin cinsine göre de endişe davranışları farklılık gösteriyor, en çok korkanlar İspanyol su köpekleri, Shetland çoban köpekleri ve karışık cins köpekler.

Araştırmacılar, bulgulara göre genetik yapının endişeye yatkınlıkta büyük rol oynadığını varsayıyor, buna göre köpeklerin endişelerini azaltmak için, üretme için endişeli olmayan hayvanların seçilebileceğini öne sürüyor.

Ortamlarındaki değişiklikler, endişe ile yaşayan köpeklerinize yardımcı olabilir. Onlara daha güvenli, daha sağlıklı ve mutlu ortamlar sağlamalıyız.

The post Köpeklerin Çoğu Endişe Problemi Yaşıyor appeared first on Satin alma sahiplen!....

Köpeklerin her şeyi sadece siyah-beyaz görebildiği yaygın olarak biliniyor. Halbuki, bazı araştırmalar, köpeklerin kırmızı-yeşil renk körlüğü olan insanlara benzer bir renk yelpazesi görebildiğini öne sürüyor. İnsan gözünde koni adı verilen üç renk reseptörü bulunurken, kırmızı-yeşil renk körlüğü olan insanlar sadece iki koniye sahiptir, bu yüzden kırmızıları ve yeşilleri algılayamazlar.

Gözlerin çubukları ve konileri vardır. Çubuklar bir şeyin ne kadar parlak veya karanlık olduğunu gösterir, koniler rengi tanımlamaya yardımcı olur. İnsanlarda üç koni varken, köpeklerin gözlerinde sadece iki koni vardır. Sadece kırmızı ve yeşili değil, aynı zamanda pembe, mor ve turuncu da dahil olmak üzere bu iki renkle ilişkili diğer tüm tonları ayırt edemezler.

Köpekler sarı, kahverengi ve mavi tonları ile bazı gri, siyah ve beyaz tonlarını seçebilir. Bu yüzden örneğin köpeğinizde kırmızı renkli bir oyuncak varsa, ona kahverengi görünecek ve turuncu renkli bir oyuncak varsa, kahverengimsi sarı olarak görünecektir.

Dolayısıyla köpek sahipleri, onların seçebileceği renklere sahip ürünler almalıdır. Köpeğinize mavi veya sarı renkli bir oyuncak bulun. Oyuncak kırmızı veya turuncu ise, köpeğiniz onu tanımlayamaz. Çim rengine benzer bir oyuncağı tanımlaması da zor olacaktır.

The post Köpekler Renkleri Ayırt Edebiliyor mu? appeared first on Satin alma sahiplen!....

Kedi ve Köpekler Neden Yaralarını Yalarlar?

Kedi ve köpekler için kendilerini yalamak hayatlarının bir parçasıdır. Biz insanlar gibi elleri ve yaşam standartları olmadığından, birçok işlerini yalama yoluyla hallederler. Örneğin köpekler; sevindiklerinde ya da heyecanlandıklarında, ilgi ve sevgi istediklerine ya da bir mesaj vermek istediklerinde sahiplerini yalarlar. Kendi kendilerine banyo yapamadıkları için, gün içinde kendilerini yalayarak temizlerler. Hatta stresliyken bile takıntı şeklinde sürekli kendilerini yalayabilirler. Kediler ise gün içinde onlarca kez yalanarak kendilerini temizler ve vücutlarına yapışmış kirden, yabancı cisimlerden, gözle göremediğimiz mikroplardan bu şekilde arınırlar. Vücutlarına sinen kokulardan; hatta sahibinin kokusundan bu yolla arınırlar. Kendilerini yalayarak rahatlarlar, sıcak havalarda bu şekilde serinlerler.

Tüyleri hava alsın ve kan dolaşımları hızlansın diye defalarca yalanır dururlar. Çok mutlu olup sahiplerine sevgilerini göstermek isterlerse, onun elini ya da yüzünü bile yalayabilirler. Bu şekilde hayatının her alanında yalanan hayvanların yaralarını yalaması size hala şaşırtıcı geliyor mu? Yaralar, vücutlarına daha önce olmayan ve onların garipsediği bölgeler. Bu nedenle onu yabancı görüyor ve ondan kurtulmak için yalamak istiyorlar. Yine aynı şekilde o bölgeyi temizlemek, kendilerinde iyileştirmek ya da kaşıntısını gidermek için de yalamaya yöneliyorlar. Yara nedeniyle acı duyduklarında, tükürüklerinin antiseptik özelliğinden yararlanarak kendi acılarını dindirmek için de yara olan bölgeyi yalayabiliyorlar. Bu durum onların savunma mekanizması, kendilerini iyileştirme ve temizleme çabaları; hem de zaten onların gün içinde sık sık yaptıkları bir alışkanlıkları. Yaralarını yalamaları, kedi ve köpeklerin o durumda yapabilecekleri tek alternatifleri. Peki bunu yapmaları ne kadar sağlıklı ve uzmanlar bu konu hakkında neler söylüyor?

Kedi ve Köpeklerin Yaralarını Yalaması Doğru mu?

Kedi ve köpeklerin yaralarını yalaması, onlar açısından doğru olsa ve sağlıklarını olumlu etkileyebilse de bir o kadar olumsuz sonucu da olabiliyor. Veteriner hekimler, yaralanma sonrası evcil hayvanların tedavilerini ve kontrollerini yapıyor; onları tedavi sonrasında gözetim altında tutuyorlar. Kedi ve köpekler yaralarını sürekli kaşır, yalar ve kuruyup iyileşmesini önlerse; mevcut yara çabucak enfeksiyon kapabilir ve sürekli ıslak kaldığından kapanma süresi uzayabilir. Onlar yaralarını yalamaya devam ettikçe, hücrelerin yenilenerek o bölgeyi kapatma çabası; yani yara üzerindeki kabuk sürekli kalkabilir. Bu durumda iyileşme sürecini sürekli başa sarabilir. Hekiminiz bu tarz durumları göz önünde bulundurarak, evcil hayvanınızın yarasını sürekli yalamasını engellemek için başlık kullanmayı önerebilir. Her hayvana göre farklı başlık modelleri mevcut olsa da, kedi ve köpeklerin bu başlıkları hiç sevmedikleri ve alışmakta zorlandıkları da bir gerçek. Bunu yaptığında kedi ya da köpeğinizin yara yalama davranışı engellenecek ve bu şekilde tedavisi sadece hekiminizin ellerine kalacaktır.

Böyle bir şansı olmayan sokak hayvanları, kendi kendilerine yaşam mücadelesi verirken yaralarını da yalayarak iyileştirmeye çalışmak zorunda kalıyor. Kedi ve köpek salyasının iyileştirici olduğu birçok araştırma sonucu ortaya çıkmış durumda. Tabii ki her ne kadar iyileştirici özelliği fazla olsa da, yine aynı oranda bakteri oluşturma ve başka bir bölgedeki bakterileri dil yoluyla yaraya taşımaya yol açma olasılığı da çok yüksek. Salya üzerinde yapılan incelemeler, içinde mantar oluşumuna engel olan ve anti mikrobiyotik bazı proteinlerin bulunduğunu gösteriyor. Böylece proteinlerin yara izini hızla geçirmesi olası görünüyor. İsveç’te bir üniversitede bu konuda bazı araştırmalar yapılmış ve sonuç olarak tükürükteki mukus yapısının beyaz kan hücresini aktive edici bir özellik gösterdiği ortaya çıkmış. Ayrıca yara olan bölgedeki bağışıklık seviyesi de yine tükürükle birlikte artış göstermiş.

Bu konudaki araştırmalar ve incelemeler, günümüzde hala devam ediyor. Sonuç olarak hayvanların tükürükleri yaraların iyileşmesini sağlayıcı özellikler taşıyor ve süreci hızlandırıyor fakat aynı zamanda yaranın kapanmasını ve kabuk tutmasını engelleyerek süreci yavaşlatabiliyor. İki arada kalınan, tam bir karmaşa olan bu durum, veteriner hekimlerin taktığı başlıklar ve hızla yürüttüğü tedaviler sayesinde tartışma konusu olarak bir kenarda kalıyor.

The post Kedi ve Köpekler Yaralarını Neden Yalarlar? appeared first on Satin alma sahiplen!....