Kedi ve Köpekler Yaralarını Neden Yalarlar? Evlerimizde beslediğimiz evcil hayvan dostlarımız, bazen istenmedik durumlar yaşayabilir ve ne yazık ki yaralanabilirler. Bu durum bazen maalesef geçirdikleri kazalar, başka hayvanlarla ettikleri kavgalar ya da düşme, kesikler gibi nedenlerle meydana gelebilir. Bazen ise sadece yaramazlıklarının küçük bir bedeli olarak ufak yaralar alarak durumu atlatabilirler. Tabii ki böyle durumlarda sorun her ne olursa olsun veteriner hekiminize giderek kedi ya da köpeğinizin tedavisini yaptırdığınızı var sayıyoruz. Veteriner hekiminiz size gerekli tüm bilgileri vermiş, tüm desteği göstermiş olsa da; günümüzde hala tartışma konusu olan bir nokta var. O da kedi ve köpekler yaralarını neden yalarlar ve bunu yapmaları doğru mudur; sağlıklarında bir soruna yol açar mı?
Kedi ve Köpekler Neden Yaralarını Yalarlar?
Kedi ve köpekler için kendilerini yalamak hayatlarının bir parçasıdır. Biz insanlar gibi elleri ve yaşam standartları olmadığından, birçok işlerini yalama yoluyla hallederler. Örneğin köpekler; sevindiklerinde ya da heyecanlandıklarında, ilgi ve sevgi istediklerine ya da bir mesaj vermek istediklerinde sahiplerini yalarlar. Kendi kendilerine banyo yapamadıkları için, gün içinde kendilerini yalayarak temizlerler. Hatta stresliyken bile takıntı şeklinde sürekli kendilerini yalayabilirler. Kediler ise gün içinde onlarca kez yalanarak kendilerini temizler ve vücutlarına yapışmış kirden, yabancı cisimlerden, gözle göremediğimiz mikroplardan bu şekilde arınırlar. Vücutlarına sinen kokulardan; hatta sahibinin kokusundan bu yolla arınırlar. Kendilerini yalayarak rahatlarlar, sıcak havalarda bu şekilde serinlerler.
Tüyleri hava alsın ve kan dolaşımları hızlansın diye defalarca yalanır dururlar. Çok mutlu olup sahiplerine sevgilerini göstermek isterlerse, onun elini ya da yüzünü bile yalayabilirler. Bu şekilde hayatının her alanında yalanan hayvanların yaralarını yalaması size hala şaşırtıcı geliyor mu? Yaralar, vücutlarına daha önce olmayan ve onların garipsediği bölgeler. Bu nedenle onu yabancı görüyor ve ondan kurtulmak için yalamak istiyorlar. Yine aynı şekilde o bölgeyi temizlemek, kendilerinde iyileştirmek ya da kaşıntısını gidermek için de yalamaya yöneliyorlar. Yara nedeniyle acı duyduklarında, tükürüklerinin antiseptik özelliğinden yararlanarak kendi acılarını dindirmek için de yara olan bölgeyi yalayabiliyorlar. Bu durum onların savunma mekanizması, kendilerini iyileştirme ve temizleme çabaları; hem de zaten onların gün içinde sık sık yaptıkları bir alışkanlıkları. Yaralarını yalamaları, kedi ve köpeklerin o durumda yapabilecekleri tek alternatifleri. Peki bunu yapmaları ne kadar sağlıklı ve uzmanlar bu konu hakkında neler söylüyor?
Kedi ve Köpeklerin Yaralarını Yalaması Doğru mu?
Kedi ve köpeklerin yaralarını yalaması, onlar açısından doğru olsa ve sağlıklarını olumlu etkileyebilse de bir o kadar olumsuz sonucu da olabiliyor. Veteriner hekimler, yaralanma sonrası evcil hayvanların tedavilerini ve kontrollerini yapıyor; onları tedavi sonrasında gözetim altında tutuyorlar. Kedi ve köpekler yaralarını sürekli kaşır, yalar ve kuruyup iyileşmesini önlerse; mevcut yara çabucak enfeksiyon kapabilir ve sürekli ıslak kaldığından kapanma süresi uzayabilir. Onlar yaralarını yalamaya devam ettikçe, hücrelerin yenilenerek o bölgeyi kapatma çabası; yani yara üzerindeki kabuk sürekli kalkabilir. Bu durumda iyileşme sürecini sürekli başa sarabilir. Hekiminiz bu tarz durumları göz önünde bulundurarak, evcil hayvanınızın yarasını sürekli yalamasını engellemek için başlık kullanmayı önerebilir. Her hayvana göre farklı başlık modelleri mevcut olsa da, kedi ve köpeklerin bu başlıkları hiç sevmedikleri ve alışmakta zorlandıkları da bir gerçek. Bunu yaptığında kedi ya da köpeğinizin yara yalama davranışı engellenecek ve bu şekilde tedavisi sadece hekiminizin ellerine kalacaktır.
Böyle bir şansı olmayan sokak hayvanları, kendi kendilerine yaşam mücadelesi verirken yaralarını da yalayarak iyileştirmeye çalışmak zorunda kalıyor. Kedi ve köpek salyasının iyileştirici olduğu birçok araştırma sonucu ortaya çıkmış durumda. Tabii ki her ne kadar iyileştirici özelliği fazla olsa da, yine aynı oranda bakteri oluşturma ve başka bir bölgedeki bakterileri dil yoluyla yaraya taşımaya yol açma olasılığı da çok yüksek. Salya üzerinde yapılan incelemeler, içinde mantar oluşumuna engel olan ve anti mikrobiyotik bazı proteinlerin bulunduğunu gösteriyor. Böylece proteinlerin yara izini hızla geçirmesi olası görünüyor. İsveç’te bir üniversitede bu konuda bazı araştırmalar yapılmış ve sonuç olarak tükürükteki mukus yapısının beyaz kan hücresini aktive edici bir özellik gösterdiği ortaya çıkmış. Ayrıca yara olan bölgedeki bağışıklık seviyesi de yine tükürükle birlikte artış göstermiş.
Bu konudaki araştırmalar ve incelemeler, günümüzde hala devam ediyor. Sonuç olarak hayvanların tükürükleri yaraların iyileşmesini sağlayıcı özellikler taşıyor ve süreci hızlandırıyor fakat aynı zamanda yaranın kapanmasını ve kabuk tutmasını engelleyerek süreci yavaşlatabiliyor. İki arada kalınan, tam bir karmaşa olan bu durum, veteriner hekimlerin taktığı başlıklar ve hızla yürüttüğü tedaviler sayesinde tartışma konusu olarak bir kenarda kalıyor.