Atların dili, evet onlarında kendilerine ait bir dili vardır ve ne yazık ki çoğumuz bunun farkında değiliz. Atlarla yakından ilgilenenler eminim biliyorlardır. Kulakların dönüşü, kalça hareketi, kuyruk hareketi ve yüz ifadesi hepsi bir şey ifade eder. Bu, atların diğer atlarla ve bizimle konuşmakta kullandıkları dildir – eğer sadece dinlersek ve anlarsak.
Onları anlayabilmek için, önce kendi beden dilimizin ne söylediğini bilmemiz gerekir. Binmeye çalışırken kollarınızı çırpmak endişelenmesine neden olur. Sakince yürümek yerine bir merada koşmak, onları düşündürür – yırtıcı bir hayvan beni kovalıyor. Hepimiz atların her şeye dayanıklı olduğunu duyduk – ama öyle bir şey yok. Herhangi bir şey, her zaman için atınızı, herhangi bir atı korkutabilir.
Atlara yakınken, beden diliniz sessiz, yavaş, huzurlu ve sakin olsun. Sakinseniz, bu atınızın da sakin kalmasına yardımcı olur.
Atların dili çok detaylıdır aslında. Atlar bizimle başından sonuna vücudunun tüm bölümleri ile konuşurlar. Ne söyledikleri ile ilgilenmemeniz, ön ve arka darbeler beklenmedik bir acıya neden olabilir. Örneğin, çoğumuz bir atın her iki kulağı da düz olarak sabitlendiğinde, bir şeylerin gerçekten yanlış olduğunu biliyoruz. İki ihtimal vardır, ya korkmuştur ya da kızgındır, çoğu durumda da bu öfkedir. Bu yüzden, ön ve arkasını çok dikkatli izleyin. Atın, arkasındaki bir şeyi dinliyor veya sıkıldığını düşünüyor olsanız bile önlem en iyisidir. Atınızı gerçekten iyi tanıdığınızda, kulakların ne dediğini anlayacaksınız.
Kulakları yukarı ve öne doğru kalktığında, dikkatlerini bir şeye odakladıkları ve ya kötü davranışa maruz kaldıkları ya da gördükleri, duydukları ya da kokladıkları bir şey yüzünden yüksek alarmda oldukları anlaşılır. Atınıza ilgisine ihtiyacınız olduğunu hatırlatın, özellikle de sürerken ve kulaklar öne fırlarsa.
Atınızı tımarlamak ve ilgi göstermek, insanlar ve atlar arasındaki en önemli bağlanma deneyimidir. Onu tımarlarken atınızla ne kadar güçlü bir şekilde iletişim kurduğunuzu asla küçümsemeyin.